Ekonomi

İYİ Parti’den 14 Mayıs iddiası: 80 milletvekili altı şaşırttı, 90 üstü sevindirdi

ANKARA – Türk siyasetinin son dönemi kritik toplantılar, bir kısmı kamuoyuna yansıyan krizler, seçim sonrası için hazırlanan ortak metinler ve ortak cumhurbaşkanı adayı tartışmalarıyla geçti. Seçim takviminin sertleşme sürecinde en değerli gündem maddesi olarak milletvekili seçimlerine girme formülleri dikkat çekiyor.

Bir yıldır kamuoyunun yakından takip ettiği altı partiden oluşan Millet İttifakı, meşakkatli bir sürecin ardından seçime başladı. Bu yılın en yakın tanıklarından DÜZGÜN Parti Kalkınma Politikaları Önderi Ümit Özlale, seçimlere giden süreçte ittifakın soru işaretleri, GÜZEL Parti, Cumhur İttifakı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan muhalefetine yönelik eleştirilere ilişkin sorularımızı yanıtladı.

‘CHP İLE ORTAK LİSTE MÜZAKERELERİ SÜRÜYOR’

Millet İttifakı’nın milletvekili seçimlerine hangi formülle gideceğini kamuoyu merak ediyor. Bildiğimiz kadarıyla ortak liste formülünün kapılarını sonuna kadar açtınız. Bu kararın ittifakın meclise getireceği milletvekili sayısını olumsuz etkileyeceği yorumlanıyor. Bu yorumları nasıl değerlendirirsiniz?

CHP ile müzakereler sürüyor. İki parti ortak listeyle girerse, ekstra milletvekili alabildiğimiz bazı küçük şehirlerde CHP ile mutlaka işbirliği yaparız. Rastgele bir sorun olacağını sanmıyorum. İttifakın diğer dört partisinin CHP ile görüşme halinde olduğunu biliyorum.

‘CHP VE DİĞER 4 PARTİSİYLE ORTAK OLAMIYORUM, BİLGİM YOK’

“Sınırlı sayıda ilde ortak liste ile seçime girilip bütünlüğün sağlanmaması Meclis’teki milletvekili sayısını azaltır” taslağı var. Böyle mi olacak? Neden birkaç ilde CHP ile ortaklık tercih ediliyor?

Diğer partiler CHP ile daha fazla ilde ortak olabilir. CHP’nin Demokrat Parti, SAADET, Gelecek Partisi veya DEVA ile katılım yapısına müdahale edemem, fazla bilgim yok. Birçok ilde bu bursu yapabiliyorlar. Ancak bugün CHP’nin genel başkanını cumhurbaşkanı adayı olarak seçiyoruz. Ana muhalefet partisinin lideri ve CHP bizden daha fazla milletvekili kazanır. Bu nedenle CHP’nin bu dört partiyle milletvekili adaylığını görüşerek ortak listeyi sürdürmesinin daha doğru olacağını düşünüyorum. CHP’ye göre daha az oyumuz olduğu için CHP ile ortak olacağımız ve daha çok milletvekili çıkaracağımız illere doğru ilerliyoruz. Diğer 4 partinin de CHP ile güçlü yanlarını tartışmasını ve üzerine gitmesini tercih ediyoruz.

‘CHP İLE DİĞER DÖRTLÜ PARTİNİN LİSTE MÜZAKERELERİNDE TARAF OLMAK İSTEMİYORUZ’

İYİ Parti’nin bu senaryonun dışında kalması, iddia edildiği gibi ittifak senaryosunun gerçekleşmemesine neden olur mu?

CHP ile illerde ortak aday çıkaracağız. Kapıları tamamen kapatmadık. CHP ‘Bak şu kadar il var’ dedi. Bu illerde ortak aday çıkarsak daha çok milletvekili çıkarız. Burada da işbirliği yapıyoruz. CHP ile diğer dört partinin liste müzakerelerinde taraf olmak istemiyoruz.

CHP ile ortak olan il sayısının 9 olduğu söyleniyor. Rakam net mi?

Biraz daha fazla olduğunu duydum. Ama kesin bilgiye sahip değilim. Büyük illerde ortak bir liste olmayacak, daha çok konsantre olacağımız daha küçük iller olacak.

’80 İLA 100 MEP ARASINDA HEDEFLENİYORUZ’

YETERLİ Parti olarak seçim sonucuyla ilgili amacınız nedir? Meclis’e kaç milletvekili getireceğinizi düşünüyorsunuz?

80-100 milletvekili ortasını hedefliyoruz diyebiliriz. 80’in altında sürpriz, 90’ın üzerinde lezzet. 6 Mart’tan sonra (Meral Akşener’in tekrar Millet İttifakı toplantısına katıldığı gün) oylarımız yeniden artmaya başladı. Siyaset normale dönmeye başlayınca 2-6 Mart ortalarında halk süreci anlamaya başladı ve belediye başkanlarıyla güçlenen formül sahada etkisini görmeye başlayınca oylarımız artmaya başladı.

“YAVUZ’UN AÇIKLAMALARI PARTİYE HAYIR ETMEDİ”

Yavuz Ağıralioğlu’nun Kemal Kılıçdaroğlu’na oy vermeyeceğini açıklamasına ilişkin değerlendirmenizi zaten yapmış ve “Keşke ailede kalsaydı” demiştiniz. Ardından istifa geldi. Ağıralioğlu’nun istifasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Öncelikle size Yavuz Ağıralioğlu’ndan bahsedeyim. Kendisine ‘Yavuz’ dediğim için röportajda ‘Yavuz’ demeyi tercih ediyorum. Yavuz’un benden farklı siyasi görüşleri var, hayata bakış açımız farklıydı. Ama partide Yavuz’la sık sık fikir alışverişinde bulunuyordum, fikirlerimiz çatışıyordu. Bazen güldük, bazen anlaşamadık ama partide sohbet ettiğim biriydi. Bu yüzden katıldığım televizyon programında ‘kendisinden memnunum’ dedim. Bir arkadaş olarak Yavuz ile ilgili olumlu görüşüm bu. Ancak yaptığı açıklamalar partinin görüşünü hiçbir şekilde yansıtmadığı için partiye fayda sağlamadığını düşünüyorum. O açıdan “Keşke aile içinde bu eleştirileri söyleseydi” dedim. Partiyi hiçbir şekilde bağlamayan, üzmeyen açıklamalar yapmasaydı” dedim.

‘KEMAL BEY’İN HDP ZİYARETİ PARTİ İÇERİSİNDE RASTGELE BİR YANLIŞ YARATMADI’

Ağıralioğlu’nun istifasına giden süreç, cumhurbaşkanı adayınız Kılıçdaroğlu’nun HDP’yi ziyaretiyle hız kazandı. Partinizde hala bu ziyarete tepki gösterenler var mı? Bu bahsin tarafı olarak sizin tavrınız nedir?

Ziyarete kimse tepki göstermedi. Yavuz’da huzursuzluk yarattı ama partide herhangi bir rahatsızlık yaratmadı. Ortak Politikalar Mutabakat Zaptı’nı hazırladık. Anayasa değişikliği teklifini hazırladık. Bütün bunlar altı siyasi partinin genel liderleri tarafından imzalandı. Kendini olaya bağladı. Bundan sonra bu mutabakat zaptını imzaladıktan sonra seçeceğimiz cumhurbaşkanı adayı hem HDP’yi hem de AK Parti’yi ziyaret ederek hem MHP seçmeninden hem de Vatan Partisi seçmeninden oy isteyecek. Oy isterken sözleşme metnine uygun olarak oy isteyecektir. Onu bağlayan metnin ötesine geçmeyecek ve hiçbir şey vaat etmeyecektir. Siyasi parti liderleri o metni imzaladılar ve dediler ki; HDP seçmeni dahil Türkiye’deki her seçmenden gidip oy isteyeceksiniz. Bundan daha doğal bir şey yok. Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı seçilen Kemal Bey, diğer partileri ziyaret ettiği gibi HDP’yi de ziyaret etti. Bu parti herhangi bir tedirginlik ya da huzursuzluk yaratmadı.

İktidara geldiğinizde bakanlıkta ve bürokraside nasıl bir dağılım olacağı muhtemelen en çok merak edilen konulardan biri. Hatta bazı isimler Twitter’da önerildi. Maliye Profesörü Özgür Demirtaş, görevden alınan Merkez Bankası eski başekonomisti Hakan Kara’nın Merkez Bankası Lideri olmasını önerdi. Bu ve benzeri teklifleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Özgür Demirtaş ve Hakan Kara benim çeyrek asırlık arkadaşlarım ve ikisini de çok seviyorum. Olağan sosyal medyada insanlar isim önerecek. Hakan Kara da çok yetişmiş bir isim ve bulunduğu pozisyonun hakkını veriyor. Hakan’ın bilgisi, donanımı ve Merkez Bankası geçmişi nedeniyle Özgür’ün fikirlerini anlayabiliyorum. Bu arada isimlerden bahsetmenin çok da yanlış olmadığını düşünenlerdenim. Üst düzey bürokrasinin ve bakanlıkların nasıl paylaşılacağı, o bakanların kim olacağı 14 Mayıs seçim gecesinden sonra belli olacak. Koalisyon hükümetimizin yapısı o siyasi partilerin sandıkta alacağı oy oranında şekillenecektir. ‘Kim kaç bakanlık alacak?’ diye sorulur. Bence burada çok uygun bir kriter var, seçim. Aynı durum üst düzey bürokrasi için de geçerlidir. Bugün ekonomik yönetimin verildiği partilerle kamu yönetiminin başında yer alacak bakanlar, daha rahat çalışabilecekleri bir üst yönetimi, Merkez Bankasını veya BDDK Başkanını Cumhurbaşkanımıza önerecekler. Başkan onları dinleyecek ve gerçek bir adayla gelecek. Burada kilit bakanlıklar var, stratejik bakanlıklar var. Burada o partinin oyları, çıkaracağı milletvekili sayısı kadar dağıtılacak. Kimsenin itiraz etmediği, bakanlıkların sandık sonuçlarına göre dağıtılacağı bir 15 Mayıs Pazartesi yaşayacağımızı düşünüyorum.

‘ÖNÜMÜZDE BAŞLADIĞIMIZ DOĞRU ADIMLARI SÜRDÜRECEĞİZ’

Cumhurbaşkanı Erdoğan her konuşmasında hızla bir müjdeyi duyuruyor. EYT’den emekli maaşı artışına yönelik atılan bu adımları nasıl değerlendiriyorsunuz? Bütün bunlar ekonomiyi nasıl etkiler?

Bazılarının ağır yükler oluşturabileceğini düşünüyorum. Tayyip Erdoğan bizi şaşırtmayan bir seçim ekonomisi izliyor. Daha önce karşı olduğu EYT’yi serbest bıraktı ve “Ben burada olduğum sürece çıkarmayacağım” dedi. Emekliler neredeyse kızmıştı ve o bununla övünüyordu. O da son aylarda vazgeçti. Bu nedenle bazı adımları olumlu buluyorum. Bazı seçim ekonomisi adımlarını çok gösterişli buluyorum. Temelleri oradan oraya taşımaya başladılar. Küçük bir alana beton dökerler, döktükleri beton orada kalır. Bunun çok temel bir nedeni var. ‘Onları tamamlayacağız, bize oy verin’. Ben seçmenin bu aldatmacalara pek itibar etmeyeceğini düşünenlerdenim. Her seferinde ‘Millet İttifakı gelince bizim olumlu adımlarımızı sekteye uğratır, baltalar’ diyorlar. Öyle bir şey yok. Neden biz? Bizden önce başlatılan hakikat adımlarına devam edeceğiz. Savunma sanayi bunlardan biri. Savunma sanayisinde bugüne kadar yapılan olumlu projeleri devam ettireceğiz.

Bu havayı üflemek Tayyip Erdoğan’ın tutunacağı son koldur. Bizi şeytanlaştırarak, Millet İttifakı dışında kalan diğer partileri şeytanlaştırarak, ötekileştirerek, insanlara terör ve öfke üzerinden bir seçim atmosferi sunuyor. Seçmeni seçime giderken harekete geçiren üç duygu vardır. Öfke, kaygı ve umut. Tayyip Erdoğan uzun süredir umut vermeyi başaramayan bir cumhurbaşkanı. Bu yüzden çok uzun zamandır tüm seçimi kaygı ve öfkeden sürüklüyor. O çok kızgın. Bu öfke bazen bitiş çizgilerini aşan açıklamalara kadar gidebilir.

‘Enkaz Almayı Bile Bilmiyoruz’

Cevabınızın iki ayağı var. İlk kısma geri dönecek olursak; Kazanırsanız seçimden sonra ekonomik bir ‘batık’ devralacağınıza dair yorumlar var. Bununla nasıl başa çıkacaksın?

Bir enkaz nasıl miras kalacağımızı bile bilmiyoruz. Çünkü çok büyük bir kurumsal erozyon var. Kamu harcamalarında ve maliye politikasında şeffaflık kriteri uzun süredir göz ardı ediliyor. Şu anda sadece kamu bankalarının risklerini üstlenebiliyoruz, bilmiyoruz. Mesela dün Merkez Bankası’nın uluslararası kontrol kriterlerine göre bilançosu açıklandı ve muhteşem bir bilanço ile karşılaştık. Milyarlarca lirayı çöpe atan ve çok riskli bir duruma düşen bir Merkez Bankası ile karşılaştık.

Bunun için öncelikle Hasar Tespit Kurulu ile enkazın büyüklüğünü anlamaya çalışacağız. Küçük ve orta ölçekli bir işletme için, Sayıştay’ın denetimine tabi olmayan, Tayyip Erdoğan’ın yönettiği Varlık Fonu dediğimiz devasa bir fon var. Bu fonun hangi operasyonları üstlendiğini, hangi faaliyetlerde bulunduğunu bilmiyoruz. Yani önce enkazı alacağız ama ne kadar enkazı devralacağımızı bilmiyoruz.

“Enkaz BÜYÜK AMA YALNIZCA BİZ KALDIRABİLİRİZ”

Öte yandan, umutlu olmalısınız. Gruplarımız her konuda, her alanda detaylı ve somut projeler ve adımlarla karşımıza çıktı. İlk günden itibaren kurumların yapısının güçlendirilmesinden hayat pahalılığına son verecek para politikasına; Yardıma muhtaç kişinin beyanda bulunmadığı ve onu devletin belirlediği bir sosyal yardım sisteminden, çok geniş bir alanda ne yapacağını bilen bir ittifak var. Yani evet, enkaz büyük ama kaldırabiliriz.

‘ERDOĞAN KÜRT OLMANIN SUÇ MUAYENESİNDE PROPAGANDA YAPACAK’

Cevabınızın ikinci kısmında öfke ve endişe ile beslenen bir başkan olduğunu söylediniz. Sizce bu tutum seçime giden süreçte de devam edecek mi?

Bence çok benzer bir şey yapacak. 21. yüzyıl Türkiye’sinde ülkeyi yeniden bölecek, insanı ve toplumu ötekileştirecek, laiklik ve muhafazakarlık üzerinden devam edecek seçim propagandası. Bir yandan Kürtlüğün suç sayıldığı bir propaganda yürütecektir. Bir endişe ortamı yaratacaktır. Fikir ve kimliğinden dolayı insanları birbirine kızdıracak bir propaganda yürütecektir. Geçen yıl Tayyip Erdoğan’ın muhalefete yönelik eleştirilerine baktığınızda aynı şeyleri görüyorsunuz. Laiklik – muhafazakarlık veya etnik kimlik ekseninde çok kirli bir siyasi dille hareket ediyor.

‘ERDOĞAN BUGÜN KENDİNE DESTEK OLAN KADINLARINI KOŞULSUZ AÇTI’

Bunların dışında bu öfke ve endişe ortamına bir şey daha ekledi; kadın bakış açısı. Onun için yanlış bir adımdı. Milli Görüş hareketinin en değerli destekçilerinden biri de siyasete atılan kadınlar olmuştur. Milli Görüş, muhafazakâr kadınları siyaset alanına davet eden ve bu sayede çok değerli bir kamuoyu desteği bulan bir hareketti. AK Parti de bu görüşünü sürdürdü. AK Parti’nin ana omurgalarından biri siyasete atılan muhafazakar kadınlardı. Son dönemde İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması, 6284 üzerindeki tartışmalar, ittifaka davet edilen Refah Partisi ve HÜDA-Par’ın özellikle 6284’e itirazları ve AK Parti’nin buna ‘hayır’ diyememesi… , AK Parti’ye en büyük desteği veren kadınları da içeriyordu. gücenmiş. Bunların arasında çok değerli milletvekilleri var, bakanlar var. Şahsen Sayın Erdoğan’ın kızının kurduğu KADEM var. Bu yüzden Tayyip Erdoğan, kendisine koşulsuz ve en büyük desteği veren kadınları nihayet yanına aldı. Bu siyaseten çok yanlış bir harekettir. Ancak Tayyip Erdoğan’ın gerçek yüzünü göstermesi açısından da değerli bir adım.

Millet İttifakı’nın Ortak Politikalar Konsensüsü’nü açıkladığı gün, İstanbul Sözleşmesi’ne atıfta bulunmanız hem takdir edildi hem de ittifakın “tartışmalı” konularından biri olduğu için eleştirildi. Az önce yaptığınız değerlendirmeler ışığında, o günkü çıkışınız sizin için daha anlamlı oldu mu?

Mantıklı, evet. Ortak Politikalar Mutabakatında, Cumhurbaşkanı tarafından imzalanan sözleşmelerin yeniden akdedileceğine dair bir madde var. O toplantıda bunun altını çizmiştim. Eleştirilerden çok daha fazla takdir aldım.

‘BUGÜN YÜZDE 0,5 OYLA BİLE ERDOĞAN’A İHTİYAÇ DUYDUĞUNU GÖRÜYORUZ’

Bir şey daha söyleyeyim; HÜDA-Par aslında önceki seçimlerde de Sayın Erdoğan’ı destekledi. Daha önce açıktan destek veren ama ittifak içinde olmayan HÜDA-Par neden ittifak yaptı? Çünkü bugün yüzde 0,5’e bile ihtiyacı olan bir Erdoğan görüyoruz. Bu itibarla HÜDA-Par’ı logosuyla Cumhur İttifakı içine sokacak siyasi bir çaresizlik içindedir.

ERDOĞAN’IN AKŞENER İLE İLGİLİ SÖZLERİ: ERDOĞAN’A UYGUN AMA BU ÜLKENİN CUMHURBAŞKANI İÇİN DEĞİL

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, katıldığı bir televizyon programında Genel Komutanınız Meral Akşener’i aradı ve “Beni kendinize bulaştırmayın” dedi. Nasıl buldun?

O cümlelerde tehdit, öfke, gözdağı var. Erdoğan’dan bahsediyoruz. Ona yakışan ama bu ülkenin başkanına yakışmayan sözler. Bu sözler AK Parti Genel Lideri Erdoğan’a çok yakışıyor ama bu ülkenin cumhurbaşkanına yakışmıyor. Önümüzdeki bir buçuk ay içinde bu terimleri görmeye devam edeceğiz.

‘AK PARTİ VE MHP İYİ PARTİ’DEN ÇOK KORKUYOR’

Tayyip Erdoğan ve MHP’nin en rahatsız olduğu parti GÜZEL Parti. Erdoğan zaman zaman öfke dolu bir dille bizi böyle tehdit ediyor. Bunun temel bir nedeni var; AK Parti ve MHP, YETLERLİ Parti’den çok korkuyor. UYGUN Parti’nin rahatlıkla merkeze gelip AK Parti ve MHP’ye park etmiş oyları alabilecek bir parti olduğunu biliyor. Bu yüzden üzerimizde çok çalışıyorlar. Doğru yolda olduğumuzu da gösteriyor.

‘KENDİMİZİ DAHA İYİ ANLATMAMIZ GEREKEN ALANLARDAN BİRİ…’

Cumhur İttifakı’nın rahatsızlıklarından biri de YETERLİ Parti’nin Cumhur İttifakı’nın yanında değil de karşısında olması mı? 2-6 Mart ortasında Millet İttifakı’nda yaşanan gerilimin Cumhur İttifakı’na fayda sağlayacağı yönündeki yorum ve eleştirileri göz önünde bulundurarak bu soruya cevap verebilir misiniz?

Cumhur İttifakı’nın en büyük rahatsızlığı yanlarında olmamamızdır. 2-6 Mart ortasında çetin pazarlıklar yaşandı. Kendimizi daha iyi ifade etmemiz gereken alanlardan biri burası, Cumhur İttifakı üyesi olmayacağız, olmayacağız. Hele Refah Partisi ve HÜDA PAR oradayken toplumun ivedilikle beklediği Sinan Ateş cinayeti onlar tarafından çözülmezken, Tayyip Erdoğan’ın kin ve nefret dili devam ederken, biz hiçbir zaman Halkın modülü olmadık. İttifak.

‘CUMHUR İTTİFAKI VE MİLLİ İTTİFAKI RAHAT OLSUN, YERİMİZ BELLİ’

Millet İttifakı’nın kurucu unsuruyuz. Kurucu unsuru olduğumuz için Millet İttifakı’nın daha fazla oy alması için de sıkı pazarlık yapabiliriz. Oranın muhtemelen en güçlü halkası ÂLA Partisi’dir. GÜZEL Parti diğer partilerin kolay kolay ulaşamayacağı bir tabana ulaşır. Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı’nın mekanı cennet olsun, yerimiz bellidir.

‘MHP SEÇİMLERE GİRMEK İÇİN AK PARTİ İÇİNDE KÖKSÜZ BİR PARTİ DEĞİLDİR’

MHP lideri Devlet Bahçeli ortak listeye alınmama kararı aldı. Bunu Cumhur İttifakı’nda bir çatlak olarak değerlendirenlerin yanı sıra MHP’nin amacı “İYİ Parti seçmeninin oyunu almak”tı. Hedef siz misiniz yoksa bir çatlak mı var?

Bu beklentinin çok temelsiz olduğunu ve fazla bir dayanağı olmadığını düşünüyorum. Ama bence MHP doğru olanı yaptı. Milliyetçi Hareket Partisi, AK Parti’den çok önce kurulmuş ve bu ülkede çok değerli bir tabanı temsil eden bir partidir. Milliyetçi Hareket Partisi’nin ve hitap ettiği toplumun gelenekleri ve tarihi ile çok uyumlu olduğunu düşünüyorum. Milliyetçi Hareket Partisi’nin 3 hilal amblemini Cumhur İttifakı’nın sandığa koyarak doğru yaptığını düşünüyorum. MHP’ye baktığınız zaman Cumhuriyet kadar eski bir görüşü temsil ediyor. Seçime girmek AK Parti içinde köksüz bir parti değildir. Dolayısıyla MHP’nin bu halini gerçek buluyorum. Oylar düşer mi bilmiyorum. Son gelişmelerden sonra MHP’ye asla oy vermeyeceğiz. Maliyetler diğer taraflardan, ancak bizden değil.

‘CUMHURİYET’İN 100’ÜNCÜ BÖLÜMÜ İZMİR’İ MECLİS’TE TEMSİL ETMEKTEN ÇOK HEYECANLIYIM’

İzmir milletvekili adayı olduğunuzu biliyoruz. Ayrıca infazda olmayacaksınız demektir. Neden bu yönde bir tercih yaptınız?

İzmir’in yeri benim için çok farklı. Memleketim büyüdüğüm yerdir. Her sokağında hafızamın olduğu yer. Bu nedenle cumhuriyetin 100. yılında İzmir’i TBMM’de temsil etme fikri ve hayali benim için çok büyüktü. Ortak mutabakat metnine çok katkı sağlayan partililerden biriyim. Partinin kalkınma programını hazırlıyor ve seçim beyannamesine katkıda bulunuyorum. Bunlar yine devam ediyor. Milletvekili seçilmem kabineyi desteklemediğim anlamına gelmez. Her zamankinden daha fazla takviye alıyorum. Ama duygusal bir yanı da var. Cumhuriyetin 100. yılında doğduğum ve çok sevdiğim şehri mecliste temsil etme fikri beni çok heyecanlandırıyor. O yüzden böyle bir karar aldım. Genel liderimiz de anlayışla karşıladı ve ben milletvekili adayı adayıyım. Yarın İzmir’e gideceğim ve eşimi göreceğim. Ardından seçim çalışmalarına başlayacağız.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
istanbul escort
istanbul escort
istanbul escort